Başyazıcıoğlu Tekstil, üretimin yüzde 45’ini ihraç edecek

2002 yılında kurulan ve 'Bamen' markasıyla iplik üretimi yapan Başyazıcıoğlu Tekstil, Ar-Ge çalışmalarıyla ürün çeşitliliğini artırdı. Katma değerli ürünlere yönelen Başyazcıoğlu, yüzde 30’larda olan ihracatını da yüzde 45’lere çıkarma hedefinde.

Başyazıcıoğlu Tekstil - Bamen

Üretime geçtiği ilk yıllarda 4 bin 800 iğ üretim kapasitesi olan Başyazıcıoğlu, bugün kapasitesini 52 bin 512 iğe çıkardı. Bu kapasitenin 36 bin 192 iği konvansiyonel ring, 16 bin 320 iği ise kompakt ringden oluştuğunu aktaran Başyazıcıoğlu Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi Murat Başyazıcıoğlu, “Karde ve penye olan üretimlerinde, bambu, modal, mikro modal, viskon, tensel, kaşmir ve yün gibi farklı hammaddelerden oluşan ürünlere yöneldik. İplik boya tesisinde de ağırlıklı pamuk ve selülozik boyuyoruz. İsteğe göre de naylon, akrilik ve polyester kesik elyafların boyamalarını yapabiliyoruz” dedi.

Katma değerli ürün portföyünü geliştirecek

Firma olarak son dönemde ürün geliştirmeye yoğunlaştıklarının altını çizen Başyazıcıoğlu, 2008 yılında kompakt iplik ile iplik boyama tesisi kurarak entegre bir tesis haline gelen firmanın, müşteri talepleri doğrultusunda farklı ürünler de ürettiğini belirtti. Müşterilerinin taleplerine göre istenilen çeşitlerde iplik üretimi gerçekleştirdiklerini vurgulayan Başyazıcıoğlu, “Müşterilerimize daha farklı ürünler sunmak için gayret gösteriyoruz Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarımıza çok önem veriyoruz. Yapılan yeni ürünlerin harcama bütçelerini her sene ikiye katlıyoruz. Boyahanenin kurulmasıyla birlikte iplikte günlük 7 tondan 12 tona çıktık. Yüzde 50 kapasite artışı oldu. Boyahane çok farklı kapıları açtı. Ev tekstili ve halı sektörü, triko sektörü ve tıbbi tekstil sektör için de çalışabiliyoruz. İplik boya tesisimizde anti bakteriyel ve güç tutuşurluk gibi özel apreler yapabiliyoruz” ifadesini kullandı.

Katma değerli ürün portföyünü geliştiren Başyazıcıoğlu Tekstil’in büyüme sürecini sürdüreceğini aktaran Murat Başyazıcıoğlu, firmanın kendi üretimini karşılamak için enerji tesisi kurma hazırlığında olduğunu söyledi. Başyazıcıoğlu, önümüzdeki ay içinde faaliyete geçecek olan tesisle birlikte elektrik tüketimi azaltacak olan firmanın, mevcut tesisi üzerinde ise otomasyon yatırımlarına ağırlık vereceklerini de bildirdi.

Üretiminin yüzde 45’ını ihraç edecek 

Başyazıcıoğlu Tekstil’in İtalya, Almanya, Fransa, Rusya, Bulgaristan, İran, Portekiz, Yunanistan, Polonya, Ukrayna, İskandinav ve Baltık ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeye ihracat yaptığını hatırlatan Başyazıcıoğlu, şunları söyledi: “2009 yılında faaliyete geçen iplik boyahanemizle beraber boyalı iplik ihracatımız her geçen gün daha da artıyor. Bu kapsamda 2010 yılında ihracatın cirodan aldığı payı yüzde 30’un üstüne çıkardık. Bu hedef doğrultusunda yeni pazarlara ağırlık verdik. Brezilya kotaları kaldırdıktan sonra ihracat pazarımızda önemli bir hedef haline geldi. Ayrıca Suriye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika içinde çalışmalarımız devam ediyor, yakında bu pazarlara da girmeyi istiyoruz. Bu yıl da ihracatı yüzde 30'lara çıkarma çabasındayız. Önümüzdeki yıllarda hedefimiz ihracatta yüzde 45'lere ulaşmak. 2012 yılı hedefimiz ise 110 milyon lira ciroya ulaşmak ve ilk 500 sanayici listesine girebilmek.”

“Pazar çeşitliği önem kazandı ”

Bu yıl tekstil sektöründe hiç beklenmedik fiyat dalgalanmalarına tanık olduklarını ifade eden Başyazıcıoğlu, hammadde fiyatlarının normalin üstünde artması ve hızlı düşüşe geçmesinin tekstil piyasasını oldukça tedirgin ettiğini vurguladı. “Bu durumu Amerika’nın birikmiş pamuk stoklarını Hindistan, Çin ve Türkiye gibi gelişen ülkelere en yüksek fiyat ile satmak için kurulan bir planın yarattığı etkiler olarak değerlendiriyorum” diyen Murat Başyazıcıoğlu, Türkiye’de yeterli pamuk üretimi olduğunu belirterek, ithalatta koruma önlemlerimizi alındığı sürece her zaman avantajlı durumda olduklarına işaret etti. Başyzıcıoğlu, şöyle devam etti: “Pamuk fiyatlarının 2012’den itibaren tekrar yükselişe geçeceğini düşünüyorum. Tekstil sektöründe sadece tecrübeli olmak yetmiyor. Uzakdoğu’da yapılan ürünleri yapmamak ve daha farklı ve pahalı ürünler yapmamız lazım. Markalaşma yönünde iyi işler yapılırsa sektörün önü çok açık. Bugün Avrupa pazarı ile yetinmeyip Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine giriş yapmak çok daha önemli hale geldi.”