Bir aile şirketi olarak 1985 yılında kurulan Promar Tarım ve Tekstil Ürünleri, hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe Quiksilver gibi dünya markalarına üretim yapıyor. Promar tarafından üretilen “Made in Turkey” etiketli ürünlerin Çin, Japonya, ABD, Brezilya, Güney Afrika gibi ülkelere ihraç edildiğini ifade eden Promar Tarım ve Tekstil Ürünleri Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı B. Ferdağ Acar, “Promar olarak yıllık ortalama 10 milyon doların üzerinde ihracat yapıyoruz” dedi.

Photo: Corbis

Yapısal sorunlardan dolayı 1999 yılında Güneşli’deki fabrikalarını Çorlu Vakıflar bölgesine taşıdıklarını kaydeden Acar, ilk mağazalarını “Karton” adıyla 1988 yılında Galeria Alışveriş Merkezi’nde açtıkları bilgisini verdi. Mağaza için Atamar adlı şirketlerini kurduklarını aktaran Acar, “Başarılı üretim tecrübemizden dolayı, 1990 yılında Avrupa’da aynı yıllarda kurulan dünya moda ve hazır giyim devlerinden Avustralya kökenli Quiksilver markasının üretim lisansını aldık. Quiksilver’ın üretimini yapmak için Palimar şirketimizi kurduk. 30’a yakın ülkede lisans hakkımız vardı. İlk yurtdışı mağazamızı ise 1994 yılında ‘Palimar’ adıyla açtık. Bu şirketler, 20 yılı aşkın bir süredir faaliyetlerini başarıyla sürdürüyorlar” diye konuştu.

Konfeksiyonun dışında örme kumaş ve nakış sektöründe de faaliyet gösterdiklerini kaydeden Acar,  iplik, boya ve baskının dışında hammaddelerinin büyük bir bölümünü, kendi bünyelerinde işlediklerini söyledi.

“Kayıtdışı üretim haksız rekabet yaratıyor”

Promar’ın sektöründe marka olmayı başardığını, 25 yıldır da tescilli bir marka olduğunu vurgulayan Acar, sektörde yaşanan sorunlara da değindi. Sektörde en önemli sorunlardan birinin kayıtdışı çalışanların yarattığı haksız rekabet olduğunu belirten Acar, “Gerçi bu tip firmalarla aynı sahada değiliz ama vatandaş olarak rahatsız oluyoruz. Kayıtdışı olmasa ülke hızlı kalkınacak, zenginleşecek” ifadesini kullandı.

Firmalarının 26 yıldır dimdik ayakta durduğuna dikkat çeken Acar, müşterilerinin çoğunun eski olduğunu kaydetti ve ekledi: “Müşterilerimize lojistik ve dağıtım desteği de veriyoruz. Ürünün nihai tüketiciyle ulaşması ve beğenilmesi için elimizden gelen her türlü desteği veriyoruz, bu bizim işimiz değil deme lüksümüz yok.”

2010 ve 2011’in sektörleri için zor yıllar olduğunu belirten Acar, “Dünyada pamuk üstüne oynanan oyunlar sonucunda yüzde 100’ü geçen artışların ve düşük kurların sonucunda konfeksiyon ihracatçısının para kazandığını hiç düşünmüyorum. Çok zarar görenler oldu. Bir üretici için en büyük moral bozukluğu, ‘çalış, didin, üret ve sonuçta para kaybet.’ Alınmış olan siparişler veya teyid edilmiş fiyatlar yüzünden sektörde büyük bir kısım sözünün arkasında durmak zorunda kaldı ve yeri geldiğinde zararına mal üretti. Sonuçta başı boş dolaşan sermayenin de yeri geldiğinde ne kadar tehlikeli olabileceğini görmüş olduk. Siz oturduğunuz yerden dünyadaki bütün pamuğu toplayıp fiyat artırabilirsiniz, para kazanabilirsiniz ve isterseniz bir sürü işletmeyi çökertebilirsiniz. Dünyadaki dengelerin, faizlerin işte bunun için çok önemli olduğunu bir kere daha gördük.” 

Konfeksiyonun dışında örme kumaş ve nakış sektöründe de faaliyet gösterdiklerini kaydeden B. Ferdağ Acar,  iplik, boya ve baskının haricinde hammaddelerinin büyük bir bölümünü, kendi bünyelerinde işlediklerini söyledi.