Geçtiğimiz yıl, pamuk tohumu üreticisi Monsanto ile lisans anlaşması yaparak bu firmaya ait Deltapine'ın pamuk çeşitlerinden bazılarını Türkiye'de üretmek ve pazarlamak üzere lisans haklarını devralan Set Tohumculuk, önümüzdeki yıllarda yurtiçi satışlarının yanı sıra ihracat payını da artırmaya hazırlanıyor.

"Avrupa ve bölgemizde GDO'suz tohum üreten ülkelerin merkezi Türkiye" diyen Teknik Müdür Doç. Dr. Fehmi Gülyaşar, yurtdışında üretilerek satılan pamuk tohumlarının çoğunluğunun GDO'lu olması nedeniyle Avrupa'da birçok şirketin tohumunu Türkiye'de ürettirme kararı aldığını hatırlatarak, "Hindistan ve Pakistan’ın geçen sene üretimleri doğal afetler nedeniyle çok az oldu. Bu bölgelerden talep geleceğini öngörüyoruz. O ülkelerde ve Türki Cumhuriyet’lerde ciddi potansiyel var. Zaten bu bölgelere girersek, kapasite artırımına gitmek de hedeflerimiz arasında yer alıyor" diye konuştu.

Pamuk tohumluğu üretimi alanında, geçtiğimiz yılın başından bu yana Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulan tesislerinde hizmet sunduklarını belirten Set Tohumculuk Gıda Tarım San. ve Tic. AŞ Teknik Müdürü Doç. Dr. Fehmi Gülyaşar, "Yurtiçi ve yurtdışı Deltapine pamuk çeşitlerinin tohum taleplerini karşılamaya yönelik çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. Amacımız Monsanto tarafından ıslah edilen Deltapine pamuk çeşitlerinin Türkiye şartlarına uygunluğunu test ederek, uygun çeşitleri Türk çiftçisinin kullanımına sunmak" dedi. 2010 yılı Mart ayında, yapılan lisans anlaşmasıyla üretime başladıklarını söyleyen Gülyaşar, "Monsanto ile anlaşma yapıldıktan sonra, pamuk tohumluğu hazırlamada önemli bir safha olan delintasyon işlemi için Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı izniyle, yurtdışından delintasyon, ilaçlama ve paketleme ünitelerini getirdik. Pamuk tohumu hazırlamada tohum kabuğundaki kısa liflerin (linter) alınması anlamına gelen delintasyon işleminin, modern yetiştirme teknikleri açısından çok olumlu etkileri bulunuyor. Kalite standartlarını çok yüksek tutmak zorundayız. Bu kapsamda tohum canlılığını korumak için gerekli olan soğuk hava tesislerini ve tohum kalite güvence laboratuarımızı kurduk" diye konuştu.

Her safha laboratuarda test ediliyor

Toplam kapalı alanı 4 bin 500 metrekare olan tesiste işlenen tohumun her safhasında, Avrupa standartlarında faaliyet gösteren kalite güvence laboratuarında ve çimlendirme odalarında test edildiğini kaydeden Fehmi Gülyaşar, "Vardiyalı olarak kesintisiz çalışıyoruz ve önemli büyüklükte bir üretim kapasitesine sahibiz. Hem yurtiçi pazara hem de yurtdışına hitaben yeterli miktarlarda üretim yapabilecek kabiliyetimiz var. Pamuk yetiştiriciliğinde dünyadaki yeniliklerin paylaşıldığı çiftçi toplantıları, personel eğitimi, üretim planlamaları ve pamuk ekimi ile yeni sezona başlıyoruz. Pamuk sezonu boyunca karşılaşılan yetiştirme, zararlılara karşı savaşım, makineli hasat problemlerinin çözümünde üreticilere yardımcı oluyoruz. Hasattan sonra elde edilen kütlü çırçır fabrikalarında çırçırlanıyor; elde edilen tohumun tesislerimize taşınmasından sonra fabrikamız üretime, ekim ayının başında başlayıp şubat ayının sonuna kadar devam ediyor" bilgisini verdi.

Ürün portföylerinde bulunan Deltapine çeşitleri hakkında da bilgi veren Gülyaşar, şunları söyledi: "Türkiye ve uluslarrası pazarlarda tohumda ileri teknolojileri kullanarak kalite odaklı bir yaklaşımla üreticilere üstün nitelikli tohumları kazandırmaya odaklandık. SG 125 Çukurova ve Ege Bölgesi'ne çok iyi adapte olmuş, yüksek verimli, çırçır randımanı yüksek, lif teknolojik özellikleri mükemmel bir tür. DP 396, tüylü yapraklı oluşu ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde çok iyi adapte olmuş, verim ve teknolojik özellikleri yüksek bir çeşidimiz. DP 499 ise hem Diyarbakır bölgesinde hem de Ege Bölgesi'nde ekilen iyi özellikleri olan bir çeşidimiz. Teknolojik imkanlarımız kadar, ekibimize de önem veriyoruz. Konusunda profesyonel, geneli ziraat mühendislerinden oluşan bir kadromuz var.

Yunanistan'a ilk üretim satışını yaptı

Pamuk üretiminin iklime bağlı olduğu kadar, iklim koşullarının değişkenliğinden de önemli ölçüde etkilendiğini kaydeden Fehmi Gülyaşar, bu nedenle üretim alanlarını çeşitli bölgelere yaydıklarını ifade etti. Diyarbakır, Şanlıurfa, Antakya ve Adana olmak üzere birçok alanda çalıştıklarını aktaran Gülyaşar, "Bu seneki üretimlerimizin tamamını sattık. Ayrıca Yunanistan'a ilk üretim ihracatımızı yaptık. Gelecekten de umutluyuz. Ülke tohumculuğunun gelişmesi ve Türk tarımının üretim ve kalitesinin artması için devlet teşviki de gerekiyor. Pamuk ekimine uygun her bölgede yer alıyoruz. Şimdilik sadece pamuk tohumu üretiyoruz; önümüzdeki dönemlerde mısır, buğday ve ayçiçeği tohumu da üretmek üzere çalışmalarımız sürüyor" dedi.