“Biz ne Merkez Bankası’nın günü geçiştirmek adına yaptığı küçük kur operasyonlarını, ne de ekonomi yönetiminin rekabet gücümüze hiçbir şey katmayan söylemlerini istiyoruz” diyen TGSD Başkanı Cem Negrin:

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin, günlük döviz alım miktarını 10 milyon dolar artıran Merkez Bankası’nın kur üzerinde istenen etkiyi yaratamayacağını belirterek, “Biz ne Merkez Bankası’nın günü geçiştirmek adına yaptığı küçük kur operasyonlarını ne de ekonomi yönetiminin rekabet gücümüze hiçbir şey katmayan söylemlerini istiyoruz. Biz ayaklarımızdaki kur prangasının çözülmesini istiyoruz. Kur böyle gider, sanayicinin uluslararası rekabette önünü açacak önlemler hayata geçirilmez ise hep beraber çok kısa zamanda bu sektörün son duasını ederiz” dedi.

İthalatı caydırıcı, ihracatı destekleyici kur politikalarının zaman kaybedilmeden uygulanması gerektiğini vurgulayan Cem Negrin, “Aşırı değerli Türk Lirası’na karşı kısa vadede en etkili yöntem sıcak paraya vergi getirilmesi. Ekonomik büyümenin motoru olan ihracatta rekabet gücümüzü kaybetmemek için ‘Tobin Vergisi’nin gecikmeden uygulanması gerekiyor” dedi.
Avrupa’nın üretim ve dağıtım merkezi konumundaki Türk tekstil ve hazır giyim sektörünün ihracat mücadelesini sürdürdüğünü aktaran Negrin, sektörün buna rağmen kan kaybettiğini, firma kapanmaları ve istihdam kayıpları yaşandığını dile getirdi. Negrin, bilgi birikime sahip kişilerin sektörden kopmaması için gerekli önlemlerin alınmasını talep etti.

FİRMALARIMIZ GÜNE 1-0 YENİK BAŞLIYOR…
Uzakdoğu’da yaşanan çeşitli maliyet artışları ve sosyal sorunlar nedeniyle Türkiye’ye kayan siparişlerin yarattığı pozitif ortamın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Cem Negrin sözlerini şöyle tamamladı:

“İşçilik ve diğer girdi maliyetleri sürekli artıyor. Sanayici köşeye sıkışmış durumda. Bugün kapısını açan her firma sahibi güne zararla başlıyor, 1-0 yenik başladığı maçı, kazanmak bir yana berabere bitirmek için her türlü gayreti gösteriyor.
Katma değeri yüksek üretime geçen, verimlilik oranları dünya standartlarına çıkan, küçük partilerle hızlı teslimat yapan şirketlerimiz de artık kâr edemiyor; işçi çıkarıyor, sonunda kapısına kilit vuruyor. Bundan sonrası siyasi ve ekonomik iradenin insafına kalmış durumda.
Biz ne Merkez Bankası’nın günü geçiştirmek adına yaptığı küçük kur operasyonlarını ne de ekonomi yönetiminin rekabet gücümüze hiçbir şey katmayan söylemlerini istiyoruz. Türkiye’nin üretimi ve ihracatı destekleyen kalıcı sanayi politikalarına ihtiyacı var. Biz Türkiye’nin en çok istihdam yaratan, döviz getiren, dünya çapında gururu olan bir sektörün ayaklarındaki kur prangasının çözülmesini istiyoruz. Kur böyle gider, sanayicinin uluslararası rekabette önünü açacak önlemler hayata geçirilmez ise çok kısa zamanda bu sektörün son duasını ederiz.”