Milano Fashion Week yeniden canlandı 

Hazırlayan

Dominique Muret

Published
9 Mar 2015

Şubat ayı sonunda alışılmadık güzel bir havayla karşılaşma şansı bulan, 2015-15 sonbahar-kış kadın koleksiyonlarının tanıtıldığı Milano Fashion Week geçtiğimiz Pazartesi günü pozitif duygularla sona erdi.

Yeni tasarımcılar dalgası ve büyük İtalyan markaları bağlamında gerçekleştirilen yenilenmeler doğrultusunda sıradışı bir enerjiyle gerçekleşen yoğun haftaya yönelik izlenimler “Öngörülenden daha iyi” olduğu biçimindeydi. Giderek daha da genç kadınlara, hatta neredeyse genç kızlara hitap ettiği görülen koleksiyonlar ile moda haftasının da gençleştiği görüldü.

Bir önceki sezonda süresi kısaltılmış olan haftanın bu sezon 25 Şubat-2 Mart arasında altı tam gün boyunca sürmesi planlanmıştı. Bu buluşma program dışında gerçekleşen şovları, 80’den fazla tanıtım ve sayısız etkinliğin yanı sıra 68 resmi defilede sunulan 151 koleksiyon ile oldukça dengeli geçti.

Camera della Moda’nın başkanı Mario Boselli “Muhteşem bir hafta geçirdik, içinde bulunduğumuz ortam büyük bir iyimserlik ortamıydı, bunun özellikle İtalyan firmalar açısından oldukça olumlu olan Dolar-Euro kurundan kaynaklandığını söyleyebilirim. Bunun etkilerini pazarımızda anında hissetmeye başladık” açıklamasını yaptı.

Arezzo’daki Sugar mağazasının sahibi olan Beppe Angiolini “Genellikle Paris’e göre daha az büyüleyici olan Milano’nun, bu sezon sunduğu daha cesur öneriler, daha etkileyici aksesuarlara sahip önemli parçalar ile daha özel ve daha uluslararası bir etkinlik haline geldiğini gördüm. Önümüzdeki sezon için tasarlanan kadın tam bir savaşçı” ifadelerini kullandı. Müşterilerin yorumu ise bu pozitif atmosferden keyf aldıkları ancak Bütçelerini iki katına çıkarmayı düşünmedikleri yönünde.

Araştırma fuarı White kapsamında edinilen bilgilere göre, Milano’ya yatırım yapanlar özellikle İtalyan müşteriler, uluslararası müşterilerin çoğu İtalyan başkentini atlayıp doğrudan Paris’e yönelmeyi tercih ederken, Ruslar gibi diğer müşterilerin ise katılımında önemli düzeyde azalma kaydedildi.

Yavaş ama kararlı bir şekilde, kadın modası gelişti, fazlalıkları ve yapay öğeleri bir kenara bırakarak en temel olana doğru yöneldi. İşlemeler, emprime ve fantezi görünümler artık birer hatıra gibi görünüyor. Ancak halen özel kumaşlar üzerinde desenler, sırmalı veya çiçekli ipekten kumaşlar ve nakışlı pamuk kumaşlar halen göz önünde kalmayı sürdürüyor.

Önümüzdeki kış için ortaya koyulan pratik ve ayakları yere sağlam basan bir kadın görünümü. Bu kadın gözlükler takıyor, düz ayakkabılar ve önceliği konfor olay gündüz ve gece kullanımına uygun çok amaçlı giysiler giyiyor.

Gösterişli ve seksi giyim tarzı artık son buluyor. Artık sıra vazgeçilmez siyah gibi, klasik basit renklerde ve renkli monoblok kullanımlarında. Görünümün tamamı baştan ayağa kadar, aksesuarlar dahil tek bir renkten oluşuyor.

Koleksiyonlarda kendini ön plana çıkaran stil genel olarak daha sade, her şeyden önce rahatlığı hedefleyen, oversize formlarda ve canlı materyallerden üretiliyor. Bu bağlamda tercihen erkek manevrasının kendini gösterdiği görülüyor. Ancak bu kez, basitçe Bayların gardırobundan birkaç giysi ödünç almak söz konusu değil. Bu kez podyumları ele geçiren erkek stilinin tamamı, malzeme seçiminden, hacimlere kadar radikal bir biçimde erkek/kadın cinsiyetleri karışımını oluşturmaya doğru gidilen bir tarz söz konusu.

Tüvit, pötikare, zik zaklar, Galler prensi… Koleksiyonların çoğunda yoğun bir şekilde yer alan ekoseyi de unutmamak gerekiyor. Erkek dolabının tipik kumaşları tasarımcılar tarafından sıklıkla kullanılıyor. Maksi mantolar, uzun ceketler, pantolonlu takımlar yeni kış gardırobunun olmazsa olmaz üç öğesini oluşturuyor.

Yeni kreatif direktörü Alessandro Michele ile bu haftanın en önemli sunumlarından birini ortaya koyan Gucci, defilelerin ilk gününde ortaya koyduğu androjen bir kadın görünümü ve kesinlikle üniseks bir gardırop tercihiyle bu kışın konseptini başlattı. Böylece Ocak ayında erkek Fashion Week buluşmasında, iki cinsiyetin tarzlarını karıştıran tasarımlarla ortaya çıkan bu eğilim artık onaylanmış oldu. Bu doğrultuda Giorgio Armani’nin tüm koleksiyonunu pantolona ithaf ettiği görüldü.

Bu erkek stili yeni milenyum kadınının güçlü karakterini güçlendirirken, ona koruma da sağlıyor. Daha yoğun hacimler ve uzun tasarımlar (düz veya bileğe kadar inen etekler her yerde görülüyor) yalnızca daha güçlü bir görünüm sunmuyor.

Soğuk havalardan ve hatta olumsuz durumlardan korunmak için orantısız bir mantodan daha iyi bir şey olabilir mi? Boyun kısmı her zaman yüksek yakalar ve fırfırlar ile kapatılıyor. Kollar ise uzun eldivenlerle kaplanıyor. Bacaklar ise dizüstü çizmelerle sarmalanıyor.

Bu koruma arzusu aynı zamanda koleksiyonları içine alan koza ile kaplanma konsepti biçiminde de yorumlanıyor. Bunların yanı sıra Bibendum ceketler, kapitone kaplamalı elbiseler ve uzun tüylerle bezenmiş kapitone terlik-sarıkların 2015-16 kış sezonunun hitleri olması bekleniyor.

Ayrıca bir paradoks olarak, unutulduğu düşünülen kadınlık sembolü pembenin geri döndüğü görülüyor.